MİZAH-TASAVVUF İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA NASREDDİN HOCA LATİFELERİNİN İŞLEVSELLİĞİ: BURHANİYE TERCÜMESİ ÖRNEĞİ
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Derleme Makale
CİLT: 20 SAYI: 2
P: 479 - 495
Aralık 2018

MİZAH-TASAVVUF İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA NASREDDİN HOCA LATİFELERİNİN İŞLEVSELLİĞİ: BURHANİYE TERCÜMESİ ÖRNEĞİ

Trakya Univ J Soc Sci 2018;20(2):479-495
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 08.05.2018
Kabul Tarihi: 06.11.2018
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

Özet

Mizahın akli bir unsur olarak kabulü asırlar öncesine dayanmaktadır. Genel olarak komik bir dürtüyle başlayan, gülümseme veya gülme gibi bir tavırla sonlanan mizahın temel unsuru zekâdır. Özellikle mizahı işlevsel anlamda kullanmak ciddi manada bir zekâ kuvvetini gerektirmektedir. Bu anlamda kültür tarihimizin en karakteristik şahsiyetlerinden birisi şüphesiz Nasreddin Hoca’dır. O, Anadolu Türklüğünün Moğol akın ve yağmalarıyla, iç kavga ve çekişmelerle, siyasi otorite zayıflığıyla, kuraklıkla ve buna bağlı olarak kıtlık ve yoksullukla mücadele etmek zorunda kaldığı, toplum psikolojisinin harap olduğu bir dönemde eğitim metodu olarak mizahı tercih etmiş, sadece Anadolu insanını değil neredeyse tüm dünyaya güldürerek düşündürmeyi başarabilmiştir. Nasreddin Hoca, hem latifeleriyle insanları güldürmüş hem de halkın gerçeklik beklentisini dikkate aldığı ve mizahını gerçekçi bir zemin üzerine inşa ettiği için fıkraları insanlarda ilgi uyandırmış, iletişim ve etkileşimi kolaylaştırmış dolayısıyla mizah yoluyla eğitim değerlerinin benimsetilmesi, kültürel öğelerin geleceğe aktarılmasını sağlamıştır. William Bascom’un formülize ettiği dört folklor işlevini de onun fıkralarında tespit etmek mümkündür. Yapılan araştırmalarla Hoca’nın iyiden iyiye belirginleşen mutasavvıf kimliği ve onun halk arasında veli olarak telakki edilmesi, latifelerinin sosyal yöndeki öğütlerle birlikte dini mahiyette anlamlar taşıdığı fikrine yol açmıştır. Bu bağlamda onun olduğuna inanılan kimi metinler üzerine çeşitli şerhler yapılmıştır. Çalışmamızda öncelikle tasavvufun mizaha bakışı, alanın üç temel dinamiği diyebileceğimiz Kur’an-ı Kerim, sünnet ve mutasavvıfların konuya yaklaşımlarıyla açıklanmaya çalışılmış, Nasreddin Hoca’nın dini kimliği üzerinde durulmuş ve bundan sonra Hoca’nın fıkraları bağlamında Burhaniye Tercümesi’nin yer verdiği tasavvufi temalar üzerinde değerlendirmeler yapılmıştır.

Anahtar Kelimeler:
Mizah, tasavvuf, latife, Nasreddin Hoca